kaç kez

24 Şubat 2011 Perşembe

Soba

Bilinen hikayedir: Bir grup bilim adamı araştırma için arazide çalışırlarken, yağmurdan dolayı bir dağ evine sığınmak zorunda kalırlar. Gözlerine ilk çarpan şey, evdeki  sobanın yerden 1 metre yukarıda, taşların üzerinde durmasıdır. Bir yandan ısınırlarken bir yandan da bunun nedenine ilişkin bilimsel bir tartışma başlar. Matematikçi “Odanın geometrisine göre en uygun yer olduğu için", Jeolog "Herhangi bir deprem durumunda taşların üzerine devrilip yangın çıkarmasın diye", Antropolog "İlkel toplumlarda görülen ateşe tapmanın, ateşe saygıya dönüşmesinden dolayı sobanın 1 metre yukarıda olduğunu" hararetle savunurlarken, içeriye ev sahibi girer ve hemen ev sahibine sorarlar "Neden?" diye. Adam cevap verir: “Boru yetmedi”. 

Karşılaştığımız tüm  olayları içinden çıkılmaz bir karmaşıklık içinde açıklamaya çalışmamız, kendi zekamıza tapınmaya başladığımızın kanıtı olarak öne sürülebilir. Tarihimizin en büyük keşiflerinin, aslında tarifsiz basitlikleri ortaya koymaktan ibaret olduğu gerçeği bile bizi bu tapınmadan kurtaramamıştır. Darwin'in Evrim Teorisi'nin tamamı, bir kuşun aç kalmamak için gagasının yapısını değiştirmek zorunda kaldığını anlatır temel olarak. Tüm dinlerin ortak kabul ettiği Adem  ve Havva'nın Cennet'ten Dünya'ya sürülmesinin nedeninin ise, sadece bir elma olması  aşikardır.

Hayatı karmaşıklaştırmayı bu kadar sevmemiz, onu olduğundan daha önemli bir hale getirmese de en azından Psikoloji biliminin serpilmesine neden olmuş olabilir. Gelin görün ki Psikoloji'nin babası  Freud’un bile tüm kişilik problemlerini  tek ve basit bir gerçeğe bağlaması ironiktir.Varoluşumuzdaki basitliği anlayabildiğimizde daha çok yaklaşacağız kendimize.

Yaşamımızı basitleştirmek ise göründüğü kadar kolay olmayacak elbet. Önce bulmacayı yaratıp sonra onu çözmek için bir ömür harcayan türümüze, köklü bir dönüşümü bir çırpıda yaptırmak, elbette zor. Ancak bir yerden başlamak gerek kuşkusuz.
En basiti kendi sobamızdan başlamak.
Siz kendi sobanızı, mantığın, bilimin ve tüm inanışların seslerine bir an kulaklarınızı tıkayarak nereye ve nasıl kurmak isterseniz, oraya öylece kurun. Kısa hayatınızda aldığınız her nefeste içinizin ısındığını hissediyorsanız emin olun soba da siz de doğru yerdesinizdir.

1 yorum: